The Rover Eleştiri Yazıları

En çok kimden korkarsınız? Avustralyalı yönetmen David Michod en çok kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bir adamdan korkmanız gerektiğini düşünüyor.

Bu yıl 14-25 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen Cannes Film Festivali’nde gösterilen ‘The Rover’, 2010 yılında yaptığı ilk filmi ‘Animal Kingdom’la sinema dünyasında çok konuşulan Michod’nun sabırsızlıkla beklenen ikinci filmiydi.

Cannes Film Festivali’nde bu yıl geceyarısı seansında gösterilen ‘The Rover’ başladığı zaman büyük ekonomik çöküşten on yıl sonra, dünyanın öteki ucunda, Avustralya’dayız.

Haberin Tamamını Görüntülemek için Başlığı Tıklayınız

Vampirdi Kovboy Oldu

Alacakaranlık serisiyle şöhrete ulaşan Robert Pattinson, 4 Temmuz’da ülkemizde gösterime girecek yeni filmi ‘Takip’i modern bir western olarak tanımlıyor.

Tüm dünyada büyük ilgi gören ve milyonlarca genç seyircinin hayranlıkla takip ettiği ‘Twilight’ (Alacakaranlık) serisiyle üne kavuşan aktör Robert Pattinson, artık kariyerine yeni bir yön vermenin derdinde. 4 Temmuz’da gösterime girecek ‘The Rover’da (Takip) Pattinson önceki filmlerinden farklı bir karakterle karşımıza çıkıyor. Sarı dişleri, toz ve kir içindeki kılığıyla hayranlarını şaşırtmaya hazırlanan Pattinson, Cannes Film Festivali’nde ilk gösterimi yapılan filmde ayakta alkışlandı.

Haberin Tamamını Görüntülemek için Başlığı Tıklayınız

Şafak Vakti – Bölüm 2 Eleştiri Yazıları

Habertürk

Vampir filminin kalıplarını değiştirerek yepyeni bir model oluşturan ‘postmodern fantastik-korku-gençlik filmi klasiği’ “Alacakaranlık”, 2012’de gelen beşinci filmiyle bunun üzerine eklemeler yapmayı sürdürüyor. Serinin en iyi üçüncü halkası olarak anılabilecek “Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti – Bölüm 2”, özellikle ‘fantezi-epik’ türünde görülebilecek destansı finalleri hatırlatan son sekansıyla kitlesini de, karakterlerini de, ırklarını da, alanını da fazlasıyla doyuruyor. Bella’nın merakla beklenen vampirleşme ve kızının ‘yarı insan yarı vampir’ bir ‘Bladella’ya dönüşme süreçleri ise aslında bir ‘spin-off’un (öne çıkmayan karakter üzerine yaratılan bir başka film) habercisi oluyor. Yarın vizyona girecek bu sonuncu ‘Alacakaranlık’ filmi, markasının dönüştürücü etiketini daha da kalıcı hale getirecek gibi.

Haberin Tamamını Görüntülemek için Başlığı Tıklayınız

Limuzine Sıkışmış Bir ‘Metropol Vampiri’

Habertürk yazarlarından Kerem Akça Cosmopolis filmini kaleme almış.

FİLMİN NOTU: 7

Martin Scorsese’nin “Taksi Şoförü”nde bir taksiyi şehir hayatının tabanına yerleştirerek oradan bütün çarpıklıklara bakış atmayı kafasına takan, Travis Bickle adlı bir de modern kötü adam yaratan bir yön izlediğini biliriz. Cronenberg de burada Packer adlı milyarder bir iş adamının izini sürüp oradaki ‘sınıfsal dip’ durumunu ‘yukarı’ya çekerken, taksi imgesini de limuzinin genişliği, konformistliği ve sterilliği ile değiştiriyor. Böylece ‘zengin sınıf’a mensup, narsist ve sevgisiz bir kan emicinin gözünden New York metropolüne bakan, buradan da seksi, şiddeti ve sosyopolitik yozlaşmaları inceleyen bir ‘modern/postmodern suç filmi’ne açılıyor. “Cosmopolis” adının ‘çok ulusluluk’ anlamıyla da bu derinlik artarken, büyük oranda Cronenberg’in Fassbinder’in tiyatro estetiğini kullanan ‘aşırı yapay’lık odaklı görselliği ile senaryonun hesaplı diyalog aritmetiğiyle dikkat çeken bir eser izliyoruz. İnsanoğlunun varlığının devam edip bilgisayar teknolojisinin ortadan kalkacağını iddia eden film, büyük oranda şehir hayatındaki tek günlük kargaşanın etkileri üzerine ‘kuş bakışı’ bir yorum sunuyor. Adına atıfta bulunurcasına ‘ultra kapitalist bir bina’nın tuğlalarını bir bir sıralarken kıyametin varlığıyla gelebilecek insani ya da sınıfsal hastalıklara tedavi arıyor.

Haberin Tamamını Görüntülemek için Başlığı Tıklayınız