Rob’ın Saati

Türkiye’nin İlk Robert Pattinson Hayran Sitesi – Kaynağından Doğru ve Kaliteli Haber;

Bizler robertpattinson-tr.com ekibi olarak, tamamen Robert Pattinson’ın Türk Hayranlarını Rob’un hayatındaki gelişmelerden haberdar etmek amacı ile bu siteyi oluşturduk. Üzülerek belirtiriz ki, kendisine olan hayranlığımız dışında Robert Pattinson ile uzaktan, yakından herhangi bir ilişkimiz yoktur.

Bizi Facebook’dan da takip edin..!!

Bizi Twitter’dan da takip edin!

Gelecek Dünyalar!

The Lighthouse
Yönetmen: Robert Eggers
Rol: Ephraim Winslow
Durumu: Tamamlandı
Vizyon Tarihi:19, 20 ve 21 Ekim - Filmekimi 2019
Film ile İlgili Haberler

The King
Yönetmen: David Michôd
Rol: The Dauphin
Durumu: Tamamlandı
Vizyon Tarihi: 1 Kasım 2019 Netflix
Film ile İlgili Haberler

Waiting for the Barbarians
Yönetmen: Ciro Guerra
Rol: Mandel
Durumu: Tamamlandı
Vizyon Tarihi: Ağustos 2020 - VOD Platformlarında
Film ile İlgili Haberler

Tenet
Yönetmen: Christopher Nolan
Rol: ?
Durumu: Post-Production
Vizyon Tarihi: 26 Ağustos
Film ile İlgili Haberler

The Batman
Yönetmen: Matt Reeves
Rol: Batman/Bruce Wayne
Çekim Tarihi: 6 Ocak 2020
Bitiş Tarihi: ?
Vizyon Tarihi: 1 Ekim 2021
Film ile İlgili Haberler

The Devil All the Time
Yönetmen: Antonio Campos
Rol: Preston Teagardin
Durumu: Post-Production
Vizyon Tarihi: 16 Eylül 2020 Netflix
Film ile İlgili Haberler

The Stars at Noon
Yönetmen: Claire Denis
Rol: ?
Çekim Tarihi: ?
Bitiş Tarihi: ?
Vizyon Tarihi: ?
Film ile İlgili Haberler

Ülkelere Göre Ziyaretçi Dağılımı

free counters

Ayın Dizeleri: Can Yücel

İçeriği sadece premium üyeler görebilmektedir. Lütfen kayıt olunuz. Eğer kayıtlı bir kullanıcı iseniz, lütfen giriş yapınız.

Mevcut Kullanıcı Girişi

Kullanıcı Adı
Şifre
  Beni Hatırla
 

Yeni Kullanıcı Kaydı

Lütfen sayfanın sağ tarafında gördüğünüz META bölümünde yer alan "Kayıt Ol"a tıklayınız
   
   

5 yorum alan yazıAyın Dizeleri: Can Yücel

  • EĞER

    O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
    arkalarında doldurulması
    mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

    Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
    en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

    Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
    yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

    Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
    çalınan birinin kalbiyse eğer.

    Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
    insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

    O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
    hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

    Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
    kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

    Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
    öylesine delice bakmasalardı eğer.

    Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
    kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

    Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
    son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

    Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
    meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

    Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
    beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

    Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
    tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

    O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
    yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

    O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
    son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

    Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
    her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

    Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
    dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

    Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
    namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

    Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
    dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

    Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
    sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

    Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
    kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

    İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
    kartvizitinde ‘onca ayrılığın birinci dereceden failidir’ denmeseydi eğer.

    Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
    ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

    Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
    Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

    Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
    Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
    ya canım ellerini tutmak isterse…

    Evet Sevgili,
    Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
    kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
    mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!

    CAN YÜCEL

  • avatar celebre

    BİR FORMÜL
    Ölüm bu ara çok oldun sen
    Ortalığı kırıp geçirdin
    Dostlara taktın, gençlere taktın kancayı…
    Kendim için söylemiyorum,yanlış anlama, bak!
    Nasıl olsa benim miyadım doldu,
    Ama sen de bokunu çıkarma işin!
    Bir süre ara ver bu işgüzarlığa!
    Tek dur biraz!
    Ne dersin tam maaşla emekliliğe?
    İşsizlik sigortası da veririm istersen…
    CAN YÜCEL

  • avatar celebre

    GÜZELE
    Dün gece senin küçücük elinle yalnız yattık
    Yalnız senin küçücük elinle yalnızlık
    Kandilli ilkokulu kadar kalabalık
    Zilleri çaldığında düşlerinin
    Sınıfların kapıları ardına kadar açık
    Gökyüzünün, denizin, toprağın, hayalle, emeğin
    Haklı sınıfları

    Belki de baskın korkusuyla vefasız, akıntıya atılan
    Kitaplar varya onlardan
    Öğrenmiş Marx’ı, gümüş balıkları
    Ve belki de onun için o kadar,
    O kadar aydınlık ortalık…

    Sen ki çiçekleri toplamayan güzelim
    Çicekleri sulayan çocuk
    Ve ben ki buruk ve kavruk
    Bir ihtiyar adamım artık
    Öyle güzeldim ki senle, çiçeklerden çok
    Ve anladım, anladım ki bir daha
    DÜŞÜNDE BİLE GÖREMEZ İŞLER
    DÜŞLERİN GÖRDÜĞÜ İŞLERİ
    CAN YÜCEL

  • avatar celebre

    Kimseyi değiştiremezsin hayatta.
    Ve kimse için de değişmemelisin.
    Kimliğini kaybettiğin an yaşamını çöpe attın demektir.
    İstemediğin sürece hiçbirşey için ödün vermeyeceksin hayatta.
    Gün gelir verecek bir şeyin kalmaz çünkü.
    Her şeyi sen istediğin için yapacaksın, başkası senden istediği için değil.
    Ve sen, sen olarak kaldığın sürece senin yanında olanlar da mutlu olacaktır.
    Bırak
    hayatına eşlik etmek isteyenler gelsin seninle.
    Yolun bitimine kadar
    gelmeleri şart değil.
    Herkesin gidebileceği biryol vardır.
    Sen yeter ki yanında yer ayırmayı bil.
    Ne sen kimse için mecburi istikametsin, ne de bir başkası senin için…
    Seninle gelmek isteyenleri yanına al.
    Belki beraber daha çok şey katabilirsiniz bu hayata.
    Yanındaki seni mutlu ettiği sürece kalsın hayatında, zorlama kendini.
    Hayat rahat insanlarla güzel.

    CAN YÜCEL

  • avatar celebre

    “Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?

    Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.

    Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?

    ”Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.

    Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?

    Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek…

    Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
    Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.

    Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?

    Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana… Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek… Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.

    Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?

    Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak… Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.

    Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?

    Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.

    Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?

    Nereden bileceksin?

    Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi… Isırmazdım dilimin ucunu… Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.

    Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda… Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.

    Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize… Ve her kulaçta haykırırdım seni..

    Ama sen hiç benimle olmadın ki…
    YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN…”

    Can YÜCEL

Yorum yazmak için giriş yapmalısınız.