Geceyarısı Güneşi Kitabı Hakkında Stephenie Meyer’in Açıklaması
İçeriği sadece premium üyeler görebilmektedir. Lütfen kayıt olunuz. Eğer kayıtlı bir kullanıcı iseniz, lütfen giriş yapınız.
|
|||||
Geceyarısı Güneşi Kitabı Hakkında Stephenie Meyer’in Açıklamasıİçeriği sadece premium üyeler görebilmektedir. Lütfen kayıt olunuz. Eğer kayıtlı bir kullanıcı iseniz, lütfen giriş yapınız. 79 yorum alan yazıGeceyarısı Güneşi Kitabı Hakkında Stephenie Meyer’in AçıklamasıYorum yazmak için giriş yapmalısınız. |
|||||
165sorgu.2,698saniye. |
Benzerlik hakkında yorum yapamam çünkü bahsettiğin kitabın isminden bile haberim yok. Ama ilk ve son başarısı kısmına katılmıyorum arkadaşım sana saygısızlık etmek asla istemem. Sakın yanlış anlama sadece fikrimi söylüyorum çünkü ben S. Meyer in “Göçebe” adlı eserinide okudum inanılmaz bir hayal gücünün geliştirdiği bir eser. Cümlelerini çok anlamlı buldum.Eğer Alacakaranlıkta başka bir kitaptan esinlendiyse Göçebe ne oluyor(bence bu kitapta keşfedildiğinde en az alacakaranlık kadar yankı uyandırıcak…
cok güzel aciklamis kadin anlayisli olmak,ama yinede insan okumak istiyor hikayeyi,beklerim bakalim insallah bir gün ilhami gelirde devam yazmaya baslar.
yo, fikirlerimizi söylüyoruz, rahat ol. ben serinin temelinin c. harris’in eserlerine dayandığına inanıyorum. hatta o kadar üzücü ki c. harris’in bu kitaptan esinlendiği sanılıyor, ama tam tersi, çünkü önce gündüz ölüsü çıktı. s. meyer hakkında görüşlerin hep serttir benim. kendisinin iyi bir yazar olduğunu düşünmüyorum, ama başardı, hepimizi hipnotize etti..ama yazdıkları ile değil yarattığı ve hayallerimizi süsleyen bir karakterle… s. meyer inandığı şeyleri de sevmiyorum, 16. yy zihniyeti güdüyor hala…ki bence yukarıdaki açıklamalar büyük talihsizliktir. onbinler yalvardı, yazmayacaktım bla bla. çok yanlış.. bir kitabı en sevilen karakterin gözlerinden bir daha yazmak “çaresizliktir” kanımca. aylat öncede yazmıştım siteye büyük bir yazar bu acınası yola başvurmaz. ne var sırada olayı bir de charlie’nin gözlerinden mi yazacak?
kesinlikle katılıyorum çok güzel ifade ettin..
Evet bu konuda haklısın. S.Meyer in çok çok iyi bir yazar olduğunu söyleyemem( çünkü bizim Türk yazarlarımızdan Namık kemal, Tevfik fikret,Ahmet mithat ve daha buraya yazamadığım bir sürü yazara haksızlık olur. ) Yalnızca S. Meyer in hayal gücü beni büyülüyor. Ortaya koyacağı bir sürü eserinde Alacakaranlık gibi ilgi göreceğine eminim. Ama bu iyi yazmasından değil hayal gücünü cümlelere iyi dökmesinden kaynaklanıyor. Yaptığı açıklama açıkçası beni de çok sinirlendirdi. Sonuçta yazmayı gerçekten çok seven bir yazar kafasındaki kurgunun bittiği yere kadar baskı altında kalmadan ilgi görmesini ya da görmemesini sorun etmeyerek en güzel biçimde sona erdirmelidir. Okuyucularını böyle elinde maşa gibi oynatmamalıdır.
aslında eft ne zmn yazmak isterse o zmn yazar ama bu bana çok uzak gibi geliyo.. bişey diyemiyorum ama bnce biraz devam etmeye çalışmalı çünkü ne zmn yazmak için kendne bişeyler gelicek hiç birimiz bilmiyoruz.. ve beklersekte ne olur bilmiyoruz..
edward olmazsa bu kitapları da okumam ya neyse cins kadın resmen bizi oyalıyor
Evet Edward müthiş bir hayal gücünün ürünü ama bu yazarı da müthiş bir yazar yapmıyor. Kitabın birçok sahnesinde betimlemeler öyle eksik ki olayları anlayabilmek için siz de hayal gücünüzü devreye sokmak zorunda kalıyorsunuz. Ayrıca birçok yazardan esinlenme söz konusu. Birebir tespitim, Jane Austen’ın kitaplarından alınan üslup Edward ve Cullen ailesinde bol bol kullanılmış. Daha çok yeni bir yazar, çok genç aslında. Zaman bize tüm bunların sabun köpüğü olup olmadığını gösterecek! Elbette görüşlerine saygılıyız, elbette on sene sonra bile yayınlasan bu kitabı alacağız- sırf Edward’a saygımızdan – Ama açıklamanın arasına serpiştirdiğin küçümseyici üslup hiç hoşuma gitmedi sevgili Stephenie…
katılıyorum
Edward Cullen’ı yaratırken en büyük ilhamı Jane Austen’dan almış bence.Edward,Mr.Darcy nin diger bir şubesi kanımca.
Eclipse deki ilham kaynagıda Emily Bronte sanırım.
Ama Twilight Saga nın konusu zaten çok tanıdık.Konu olagandışı degil.Vampir Günlükleri sanırım 1991 de çıktı.Şu zamanda oynayan True Blood un kitabı çok önceden vardı.Gündüz Ölüsü de harikadır.Ya da yakın tarihte çok izlenen Buffy…Örnekler çok.
Bana göre bu örneklerden ayıran en büyük özellik Meyer ın yaratmış oldugu karakterler.Edward ,Bella dan önce çekilmezdi bana göre o yüzden Bella çok önemli bir karakterdir ki seriyi ve tüm Cullen ları baştan aşagı degiştirmiştir.
Ya da Jacob Black ve tüm kurtlar.Cullen’lardan daha komikler.Şafak Vaktin de onların oldugu bölümler şahanedir bana göre.
brooklynbridge’ında dedigi gibi iyi bir iyi bir karakter yaratıcısı.
Ve kesinlikle J.K Rowling’le boy ölçüşemez.
yazdıklarına harfi harfine katılıyorum. bence bir kitabın devam serisinde aynı olayı başka birinin göznden yazmak artık yazarın tıkandığını gösterir. sevilen bir kitabın iyice didik didik edilerek yeni haber olacak, gündemde kalacak neler çıkabilir acaba diye düşünülmesidir. ayrıca yazarı vampiler ya da olağanüstü varlıkların olmadığı bir kitapta da okumak isterim ki benim onun hakkında ki düşüncelerimi yanıltsın.
Kitabın yayınlanması için sanırım tüm bu Twilight filmleri tantanasının bitmesini bekleyecek.. The Host’u da okudum ve kötü bir yazar olduğu fikrine katılmıyorum. Twilight çok etkileyici ve farklı bir aşk hikayesiydi. Harris’ten ve Smith’ten etkilendiği de bir gerçek. Zaten fantastik olaylara özellikle uzaylılarla ilgili hikayelere merakı olduğunu belirtiyor. Rüyasına girmese vampirler aklına gelmeyecekmiş …Şu an aklını The Host’un iki devam kitabı meşgul ediyor arkadaşlar bunun üzerinde çalışıyor… Alacakaranlık’ın Edward’ın ağzından anlatılması fikri bence çok güzel zaten bir tek bu kitap yazılacak.. Bu serinin en önemli karakteri o ve onun duygularını bilmek seriye yeni bir pencere açar, Edward’ı anlarsınız.Bu fikri sevdim…Artık Midnight Sun zaman çıkarsa o zaman okuruz
ben Şafak Vakti’nide okudum ama Midnight Sun’u hiç okumadım ve kitap çıkana kadarda netten 1 satır dahi okumıyacağım!.. okuyanlarada bi düşüncemi aktarmak istiyorum eğer siz bu seriyi çok sevdiyseniz iyikide bu kadın bu seriyi yazmış dediyseniz bu kadına haksızlık etmeyin 3 bölümmüş 5 bölümmüş geçin bunları ülkemizde çok sayıda korsancılık var ve bu nedenle kimse bizim ülkemize güvenmiyor.. oyunları bile şirketler türkçe yapmıyor. biliyorum Türk’ler değil bu kitabı internete sızdıran ama Türk’ler en çok okuyan…!!!!
Gündüz Ölüsünü okudum ve hak veriyorum. Steph her ne kadar insanı gitgide içine çeken 4 roman yazmışsa da, esinlenmiş olduğu bariz. Yine de Alacakaranlığı okurken tattıklarım, Sookie ve Bill’in hikayesinde tattıklarımdan çok farklı. Adanmışlık ve tutku her ikisinde de var, ama Gündüz Ölüsünde daha gerçekçi biçimde günyüzüne çıkıyor bu duygular. Alacakaranlıkta ise insanı içine çeken bir kuyu gibi, ne olduğunu çözemediğim birşeyler var ve ben bunları bir miktar abartılı buluyorum. Tabii bu benim seriyi sevmeme engel değil. İnsanı boşluğa sürükleyen bir masal alacakaranlık aslında, kendini eksik ve zavallı biri gibi görüyor insan onun satırlarının aynasında. İşte bu yönünden hiç hoşnut değilim.
Off.. Canımı sıkıyor bu kadın. Açıkçası benim aklımdan geçenler şunlar.(kimsenin günnahını almak istemem tabii ki): Bence Stephanie kitapların çabuk unutulmasından korkuyor. Tutulma’nın çekimleri bitti bile. Geriye bir tek Şafak Vakti kaldı. Ve bu yarattığı ektinin kısa sürmesinden korkuyor bence.
Yazamıyorum falan diyor. Saçma bence. Diğerlerini nasıl arka arkaya çıkardı o zaman? Hani diğerlerinin arasında fazla boşluk olsa bir şey demicem. Ama hepsinin arasında bir sene var. Bilmiyorum…
kesinlikle haklısın.katılıyorum
Teşekkürler canım. Yani yine de kesin bir şey söyleyemem tabii. Ama bence böyle…
anlaşılan uzun süre bir bekleyiş içerisinde olacağız…
Ahh kesinlikle katılıyorum. Büyük ihtimalle Şafak Vaktinide Yeni Ay ı bekler gibi 1 yıl belki 1,5 yıl bekleyeceğimizi düşünüyorum çünkü bu konu hala çözülmüş değil ve Pufff… 2 yıl sonra Stephenie yok ortada elbette onun hayal gücüne yarattığı karakterlere çok teşekkür ederiz özelliklede bizi Robertla tanıştıran Edward karakterini yarattığı için.İlham olmadan bir şeyler yazmak zor ama madem yazdığın açıklamada da söylüyorsun ki onbinlerce hayrandan gelen mektuplar diye bizleri göz ardımı edeceksin? Senin keyfini mi bekleyeceğiz yada ilham perilerini?
Hadi ya nasıl bi rüyaymış öle.Ama iyiki görmüş.Buarada saol açıklama için..
Stephenie’ye mektup yazmayı düşünüyorm..
Rica ederim.Artık nasıl bir şey gördüyse,Edward Cullen ı yarattı
sevgili brooklynbride yazdıklarını okuduğumda düşüncelerimin başka biri tarafından dile getirilmiş halini gördüm.evet tüm söylediklerine katılıyorum.Gündüz ölüsünü okudum zira..s.mayer in göçebesini ve cehennemde balo gecelerini de okudum.alacakaranlık serisi ve diğer 2 kitap birbirine benzer temalar üzerine kurulu üzgünüm ama s.meyer aynı çizgide gidecek sürekli yaratıcılıktan yoksun olduğunu düşünüyorum.zira bence, iyi bir yazar farklı konularda aynı dile sahipse ayırt ediliyor..bu noktada s. meyer in kariyerinin doruk noktası olduğunu düşünüyorum bu serinin ve açıkçası başka bir beklentim de yok.)bu işin birde ticari yönü var elbette şu an ilk 4 k,tabın ve 2 filmin maddi getirisi belli ve diğer 2 filmde büyük ihtimal ile iyi gişe yapacak.fakat süre uzadıkça talep artacağından midnight sun tüm serinin getirisini katlayacak .)bunlar ticari hesaplar elbette düşünecek meyer kendini çok görmüyorum o yüzden.)
bu konuda çok konuşuldu nihayet doğrusunu öğrendik
Tabiikide kadın çok haklı, bir baskı altında ve kitabına konsantre olamıyor. Bu oldukça doğal. Yine de hepimiz (tüm Robert hayranları) bu kitabın bir an önce piyasaya çıkmasını istiyoruz. İnternete sızan bölümleri okudum çünkü dayanamadım. Zaten filmin yarısından azı sızmış internete. Eğer kadın kitaba bir yıl sonra devam edecekse eskisi kadar hayranı kalmayacağından eminim. Belki Şafak Vakti çıkar, o zaman herkes Robertı geri hatırlayıp Geceyarısı Güneşini okur – tabii Şafak Vakti ne zaman çekilmeye başlar onu bilmiyorum. Geceyarısı Güneşini ben iki nedenden dolayı okumak istiyorum. Birincisi, Edward’ın tüm o olaylar gerçekleşirken düşünceleri neydi. İkincisi, Edward Bellaya ne kadar değer verdi ve bilmediğimiz daha neler oldu. Bu sorulara cevap gelmesi için kitabın yazılmasını bekliyorum.
Dilerim ki Stephenie Meyer’in ilhamı bir an önce gelir ve vampirlerle dialoğu bir daha başlar, en kısa zamanda kitabı sürükleyici bir şekilde yazıp piyasaya geçer. Tek dileğim bu şu anlık.
Ben tüm kitapların Edward Cullen gözüyle yazılmasını isterdim.Tutulma da ve Şafak vaktinde deli gibi acaba ne düşünüyor diye merak etmiştim.Bella nın ve Jacob ın anlatımını çok seviyorum ama hala yarım kalmış şeyler var.
Benim gözümde Alacakaranlık’ın devam kitaplarının yazılması bile gereksizdi. Ticari bir boyutu vardı. Bella ile Edward’ın aşkını o kadar çıkmaza soktu ki nasıl çözülecek merak ettim ve hepsi bir solukta bitti Yoksa sagaya hayranlığımdan değil. Kurtadam Jacob’ın yaşadığı travmatik olaylar, Sam’in sürüsüne katılması, havlaması, Bella’ya yazması falan hiç umrumda olmadı. Bella elli kere ‘sevmiyom seni anla ceykıp’ diye diye bunu başından atmasına rağmen yaptığı yüzsüzlükler burnumdan getirmiştir. Sevimli mi sevimli insan canlısı Cullen’ların Edward dışındaki hiçbir üyesinin yaşam öyküsü de ilgimi çekmemiştir.( Yaşamak istemiyosa parçalayın gitsin şu Rosalie’yi yoksa ben yapacam aaa) Devam kitabı olarak bi tek Şafak Vakti’nin ilk iki bölümü ve Tutulma anlatım olarak idare eder bunlardan birincisi de ilkokulda okuduğum masal kitapları gibi ‘sonsuza kadar mutlu yaşadık’ cümlesiyle bitince tarafımdan parçalanmıştır. Üstelik Steph abla kimse yalnız kalmasın mantığıyla Bella’nın babası ve Sue’yu evlendirip Harry’yi mezarında ters döndürmüştür.( Lütfen o cümleyi çevirirken Demet Adıgüzel’in gözüne toz kaçmış olsun Allah’ım, lütfen gerçek olmasın). Özetle, serinin devamı ilk kitabın büyülü aşıklarını ‘beni vampir yapmıyosun sevmiyosun beni işte’ diye tartışıp duran, birlikte olamayan iki kaprisli çift seviyesine indirdi. Bana göre. Jacob iti de Bella’nın rüyalarına girip Edward’ın yapamadığını yapmıştır şahsen bende öyle bir izlenim uyandırdı.
Midnight Sun’ı beklememin tek nedeni Alacakaranlık’ı tek başına bir kitap olarak çok sevmem. Tam anlamıyla bir masaldı bana göre. Olayların Edward’ın gözünden daha etkileyici yansıyacağına eminim.
Bak Stephenie. The Host gibi bir kitap nasıl senin kaleminden çıktı bilmiyorum ama onun devam kitaplarını ayrıca beklemekteyim. En son sitene baktığımda ‘ midnayt san konusunda emün değülüm yazmayadabilürüm’ tarzı saçma cümlelerinde ısrarcı olduğunu fark ettim. Başlamışsın devamını getir bari. Yoksa sana çok sinir olurum. Ayrıca da ya kilo ver ya dapdaracık gece elbiseleri giymeyi kes. Olmadı galalara katılma bir daha.
Ben o kitapları okumadan yaşayamam.
aynen katılıyorum…ben de serinin Edward’ın gözüyle yazılmasını isterdim, duygular daha yoğun olurdu diye düşünüyorum…seri Bella ve Jacob’ın ağzından gayet güzel anlatılmış ama Edward’ın bu olaylar sırasındaki duygularını çok merak ediyorum doğrusu, bir de kitapta kendisinden bahsedilmediği sıralarda ne yaptığını Bella ve Jacob ile ilgili olaylar anlatılırken kendisinin nelerle meşgul olduğunu merak ediyorum…